Özbekistan , Tacikistan ve Kırgızistan sınırları içinde bulunan Fergana Vadisi , Türkistan `ın kalbidir. Türk dünyası için sosyal-ekonomik-siyasal-kültürel ve dini olarak ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.
Tanrı Dağları ile Pamir Dağları arasında bulunan 300 km uzunluğundaki vadi, verimli toprakları ve akarsuları ile tarihin ilk devirlerinden beri insanlığa hayat kaynağı olmuştur.
Tarih boyunca toplumlar İpek Yolu üzerinde bulunan bu stratejik vadiye sahip olabilmek için pek çok savaş yapmışlardır.
Bölgede, yoğun olarak Özbekler , Kırgızlar ve Tacikler yaşar. II . Dünya Savaşı sırasında Kırım ve Kafkasya `da yaşayan Kırım Tatar Türkleri ve Ahıska Türkleri , bölgelerinden sürgün edilerek buraya yerleştirildi.
Ülke sınırları ve etnik yapılar oldukça karmaşık bir şekilde birbiri içine girmiştir. Örneğin Kırgızistan `ın Oş ile Celal -Abad şehirleri arasında Özbekistan `a ait gümrük noktası vardır ve sürekli sorun olmaktadır. Yine Oş bölgesinde yaşayan çok sayıda Özbek nüfus Kırgızistan için ciddi bir etnik problemdir.
Sovyet rejimi 1960`lı yıllarda bölgede pamuk ekimini teşvik etmiş ve su kaynaklarını ekili arazilere yönlendirmiştir. O yıllardan sonra Aral Gölü `ne ulaşan su miktarının giderek azalması ve Sovyetlerin nükleer-biyolojik silah denemeleri nedeniyle bölgede ciddi bir ekolojik tehdit baş göstermiştir.
Sovyetlerin dağılmasından sonra bölgede bulunan ülkeler arasında sınır aşan su sorunları ortaya çıkmıştır. Suyun önemli bir kısmına sahip olan Tacikistan ve Kırgızistan `ın ekilebilir arazileri azdır. Özbekistan ve Türkmenistan içinse durum tam tersidir.
Başka bir zenginliği bulunmayan Kırgızistan , Özbekistan `a gaz karşılığı su vermektedir. Takasta yaşanan sorunlar her iki ülke arasında sık sık gerginliğe neden olmaktadır.
İslam dininin yayıldığı ilk günden beri Hanefi Mezhebi `ni (Ehli Sünnet ) tercih eden bölgede pek çok din alimi yetişmiştir. Komünist rejimlerin dayatmaları, halkın dinini yaşamasını belli ölçüde engellese de örf, adet ve gelenekler korunmuştur.
Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte bölge Hıristiyan misyonerler, Vehhabiler , Şii gruplar ve Taliban `ın ilgi odağı olmuş ve uzun yıllar baskıcı rejim altında ezilen halkın dini inançla ilgili talepleri, bu grupların faaliyetleri için zemin hazırlamıştır.
Afganistan `da üretilen ve Fergana Vadisi üzerinden diğer ülkelere ulaştırılan uyuşturucu maddeler için genellikle Bedahşan ve Oş güzergahı kullanılmaktadır.
Etnik sorunlar, su tartışmaları, ekolojik problemler, marjinal-radikal faaliyetler ve uyuşturucu transferi bölgedeki kavgalar ve terörist faaliyetler için ciddi bir zemin oluşturmaktadır.
1930`lu yıllarda, Sovyet Rejimine karşı silahlı mücadele yürüten Basmacı Hareketine de ev sahipliği yapan Fergana Vadisi , 1990-91 yıllarında, Özbek -Ahıska ve Özbek -Kırgız çatışmalarına sahne oldu. 1992 yılında başlayan ve binlerce kişinin ölümü ile sonuçlanan Tacikistan iç savaşı bu vadiden beslendi. Yine geçtiğimiz Mart ayında Kırgızistan `da yaşanan devrim buraya sınırdaş bölgeden başladı. Son olarak Özbekistan `da yaşanan isyana burası lokomotif olmuştur.
Özbek isyanının sonuçları;
Orta Asya `nın en güçlü ordusuna ve en baskıcı rejimine sahip olan İslam Kerimov , olayları ne pahasına olursa olsun bastıracaktır.
11 Eylül `den sonra ABD ile kısa bir dönem iyi ilişkiler geliştiren Kerimov , Gürcistan ve Ukrayna `da yaşanan devrimlerden etkilenerek ABD `nin sivil toplum örgütlerini yasakladı ve Rusya -Çin eksenli bir politika benimsedi. Bu nedenle, askeri üs vermiş olmasına rağmen, ABD tarafından tercih edilmeyen ve değiştirilmesi gereken bir rejim olarak kabul ediliyor ve AB ülkeleri tarafından da baskıcı karakteri nedeniyle haz edilmiyor.
Öte yandan Hizb ut-Tahrir (HuT ) ve diğer radikal örgütler de Batı tarafından tehdit olarak algılandığı için, açıktan desteklenmesi mümkün görünmüyor.
Bu durumda rejim ve rejim muhalifleri arasında uzun sürecek çatışma ortamının her iki tarafa güç kaybettirmesi ve bu zeminde yeni bir yönetimin ortaya çıkması Batı tarafından arzulanan bir gelişme olabilir.
Türkiye `nin pozisyonu
*Misyoner faaliyetleri ve radikal dini akımlar bölge barışı için ciddi bir risktir.
*Artarak devam eden su uzlaşmazlıkları ve etnik sorunlar gerek iç savaş, gerekse bölge ülkeleri arasındaki savaşa zemin hazırlamaktadır.
*Uyuşturucu trafiği ve kargaşa, mevcut terör örgütlerinin beslenmesine ve yenilerinin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Her üç neden de ulusal çıkarlarımız için önemli tehditlerdir.
AB ve ABD ilişkilerinden başı dönen Türkiye `nin süratli bir şekilde bu coğrafyayla ilgilenmesi ve yeni politikalar üretmesi şarttır.
Yıllar önce karış karış gezdiğim Fergana Vadisi ile ilgili bu gözlemler umarım dış politika yapıcılarının dikkatini çeker.
|